ANLAMSIZ

ZAMANLAR
ZOR ARTIK,
YOK ARTIK ALABİLDİĞİNE
ÇOCUKLUK KOŞULARI.
GİRİŞ-GELİŞMESİZ ARTIK
CÜMLELER,
MALUM SONUÇSUZ.
IŞIKLARINA KANDIĞIM
BİR BURSA AKŞAMINDA
ANLIYORUM;
ARTIK HAYATLAR ANLAMSIZ...

abime..

KOMADAN YENİ ÇIKMIŞTI. ESKİ AŞKLARIYLA BAĞLAMIŞTI KOLUNU, TEK TARAFLI ÇABALARINI ŞIRINGAYA DOLDURUP BIRAKMIŞTI DAMARLARINA O
BÜYÜK ACIYLA...

UNUTMAK İÇİNDİ BÜTÜN ÇABASI, NERDEN BİLEBİLİRDİ KENDİSİNDEN ÇOK ONLARA DEĞER VERMENİN ONA VERECEĞİ "HİÇ"İ.

"HİÇ" DUYGULARINI VE MASUM SEVGİSİNİ ALMIŞTI, "HİÇ"İN ALAMADIĞI
ONURU VE GURURUYDU, ONURU ONUN HAYAT SERUMUYDU, SERUMLU YAŞAMAK
HER ZAMAN ONURSUZLUKTAN DAHA GURURLUYDU...

AİLEMİ YAZMAK

geçmişe baktığımda
güzel anılar buldum,
yüzümde gülüşler
kimi zaman ağlamalar
hayatı anlamalar...
sonra yeni doğmuş
düşünceler...
işte bir hayat başlangıcından,
aileme dair cümleler...

büyümeler oldu,
onları büyütmeler..
elimden tutup mektebe
götürmeler,
ilk kez ayrılmalar bu yüzden..
kesilmeler
vardı sonra
"ucundan acık" meselesinden..
ergenlikler,
karşı cins görmenin
yüzümde bıraktığı sivilceler...


olgunlasmayı anlamalar
vardı sonra,
yürürken artık tutulmayan


ellerde hissedilen...

sonra başarılar,
sınav kazanmışlıklar
ilk paylaşmalar
onların kollarında...
hüzünler vardı,
sonra kavgalar
kovulmalar
darılmalar
yok yere birbirini kırmalar,
göstermeden onlara
ağlamalar...
hastalanmalar oldu sonra,
yatmalar, koşturmalar
onların akıttığı bir damla terde
bin yıl yaşlanmalar...
ayrılmalar vardı sonra
en müftehir zamanlarda.
hasretlik kuşanmalar
çaresiz bakakalmalar...
vuslat zamanı,
yeminler arasında
göz göze gelip
"and içerim" leri
haykırmalar...



sonra
yakalanmalar oldu,
utanmalar,
"korunmak" içindi
bütün cinsel suçlar...

yazmalar oldu sonra
gidilirken yollar...

zorunluluktan oldu
bu yazmadan ayrılmalar
istendiği için değil,
gerektiği için değil,
agladığım için degil...
yol bitti diye bırakmalar...
olsun;
nasıl olsa
devam edeceğiz
yaşamaya
anlamaya
ayrılmaya
kavuşmaya;
devam edeceğiz
hayatı yazmaya...

BİR ŞAİR KENDİNCE

meteliğe kahır sıktığım
bu zamanlarda,
kulağımda hıçkırıklarım yerine
ılık bir ses duymak isterdim

aklımın
yalnız kalma isteğinin bittiği
taze tevellütlerdeki
çaresiz,
yardıma muhtaç anları yaşarken
bir beni
birde bu yalnızlığın
nedenini düşünüyorum.

Yılların apansızca ilerlemesi
ve her gelenin
gidenin aratma gerçekliği
ne
anlayabilmemize izin verdi
hayatı,
nede yağmur yağdıran yüzümüzü
yaslayacak
bir omuz bulabilmemize..

artık;
sonbahar yaprakları düşmüş yollara
bir o yana bir bu yana, savrulan
umutlarım gibi..
ışıklar tılsımını bırakmış geceye
eğlenceli değil
ürkütücü sanki
bu mağmum gece

Gidilen en uzun yoldaki
kalınan en kötü otelin
küçük odasında yalnızım şimdi.
önümde
bir kağıt-kalem sadece,
camın buğusunda gördüğüm
kim bilir
hangi kaybolmuşluğa
ağlayan
isimsiz bir şair kendince..

Mevsim Bahar

Rüzgar esiyor soldan
esiyor hızlı,
hızlı ama soldan
ışıklar geliyor
aydınlatıyor soldan
aydınlatıyor ama
Us Donuyor
ve eriyor soldan

kalbim hızlı
kalbim aydınlık
ve atıyor
atıyor ama soldan.

İçime süzülüyor
bir mevsim.
mevsim hızlı
mevsim aydınlık

mevsim Bahar..

IŞIKLAR

Sessizliğe yürüdüğüm
uğultulu akşamlarda,
ışıklarını mı seyretsem bu şehrin
yoksa
aklımdan çıkmayan
hayalini mi?
işsiz, ıssız
ve
yağmursuz bir yazın
ayaklarımdan geçmesi
değil de;
gelmemen birtürlü
zor bu şehirde.

"Gelmemen":
konusu bilinmeyen
seyirsiz bir filmde
tek faili meçhulum.
korkarım
yaşayanlar şehrinde
artık yokum..