tahaffuzhane

*


kelimeleri cümlesine baş kaldırmış
anlamı eskimeye mahkum edilmiş
bir şiir
gündüzleri betonu, geceleri
telli duvaklı bir gelini andıran,
"sokakta hanımefendi
mutfakta hizmetçi
yatakta fahişe"
bir şehir
kasabaların tek kasapları gibi,
sesleri birbirine benzeyen tüm kelimelerin
yan yana dizilmesi gibi,
neden yasak olduğunu hala
anlayamadığımız bir elma,
habersizce cebimize iliştirilmiş bu dünya bileti,
önümüze koyulan bu sınav kağıdı gibi anlamsız, yalan,
bir zehir


benimle gelsin şimdi
bedenini satanı orospu diye öldürüp,
toprak satana kahraman diye yol verenler..

eski bir çam'ı andıran bardaklar,
ardıma dizilsinler
konuşma salonlarına tüm soldan girenler..

geç kalmadan yetişmeliyim
krematoryumda beni beklemekteler...



haziran'09

erdalmutluer

düşünsel şiir

*


"beni köyümün yağmurlarında"
yıkayamayacaklar.
köysüz, vasiyetsiz,
mürekkepsiz hatta,
kanatsız bir kelimeyim..


köyümün yağmurlarında
yıkayamayacaklar beni,
piçliğim köysüzlüğümden sebepli
köysüz, sebepsiz,
cephede kazanılmış,
masada kaybedilmeye yöneltilmiş
bir dünyanın mağduru,
aynı dünyanın mağruru.
bulutsuz bir yağmur tanesiyim..


yağmurlarında yıkayamayacaklar
beni köyümün..

hayal kurmamıza izin vermeyecekler,
umutlarımızı kırmızı çizgilerle çizecekler.

ölümümüzü bile göstermeyecekler,
doğumumuzu bile göremedik ki..


sormayacaklar ölmek istiyor musun diye,
doğmak ister misin diye bile sormadılar ki..


tesadüf de,
allah da
muammada kalmış bir ütopya


tesadüf ile de var olabiliriz,
allahtan ötürü nefes alıyor da olabiliriz

peki,

Tanrı'ların bu bencilliklerini, nasıl sevebiliriz ?



hziran'09

.l