özür

Özür diler bazen insan. Kırdığı, beklenmeyeni yaptığı ya da mecbur kaldığı için. Öyle bir ilaçtır ki onlara göre özür, en kahır hastalıkları bile iyileştirir.
Özür dilemek için sebep gerekir ve özür bütün bu sebepleri unutturuverir.

Ben hiç sevemedim özür dilenmesini, dilemeyi, hiçbir özür unutturamaz, bana yaşatılan yaveliği.
İnsan yola çıktığı insana düşünmeden hareket etmemelidir.
Eğer beraber yürüyorsan, hata yapmayacaksın, yoldaşına karşı kusursuz olacaksın dedim kendi kendime, her zaman da yoldaşlarımdan bunu bekledim ve özür dilenmesini hiç sevmedim.

İnsan yeni aldığı eşyasına, tanıştığı kız arkadaşına kusursuz davranıyorsa, yoldaşınada öyle olmalıdır. Samimi, içten, güvenilir yani yoldaş, YOLDAŞ gibi olmalıdır.
Hiçbir, zaman kavramı arada bir çizgi olmamalıdır, zaman özür dilenecek bir durum yaratmamalıdır. Çünkü özür, çözmez her zaman her hastalığı.

Bende özür diledim ama özür dilemesini hiç sevmedim.

Çünkü ne varsa unutturmaz özür. Özür bir ilaç değil, yaşanan bir yangının enkazına düşen yağmurdur sadece? kurulması mecbur olmuş bir cümlenin içinde geçen bir kelimedir. Af dilemek isteyen böyle yapar, beraber yürüdüğü insanı üzen, ona hak etmediğini yaşatan her yoldaş bunu yapar.

Özür çözüm değildir aslında, geçici hafıza kaybıdır üzülene..

Yıkılan ve düşünemez olan insan için, beklenen ama kesin çözüm olmayan bir durumdur sadece. Mutsuz olan insana kısa süreliğine unutturur yaşanan yıkıntıyı.. ama unutturur sadece, silmez hiçbir zaman..

Özür bir ilaç değil, yakılmış bir binanın odasına giren oksijendir sadece?

Özür dilenmesi sevindirir bazı insanları, haklılık ve mağrur bir gurur verir onlara çünkü. Ama ben hiç sevemedim özür dilenmesini, dilemeyi, hiçbir özür unutturamaz, bana yaşatılan yaveliği.

Özür kırılgan bir mesafe gibi gelir bana; eskisi gibi olmayacak bir paylaşımın mürekkepsiz imzası ya da...



merdümgiriz